
"Şemsiyeleri
hiçbir zaman anlayamadım çünkü ıslanmak hiç umurumda olmadı. Şemsiyeler benim
için daima bir muammadır. Yağmur başlamadan önce ortaya çıkmalarını
anlayamıyorum. Diğer zamanlarda sanki hiç yokmuşlar gibi ortadan kayboluyorlar.
Belki de şemsiyeler, Tokyo’nun altındaki minik apartmanlarda yaşıyorlardır.
Şemsiyeler yağmur
yağacağını biliyorlar mı? İnsanların bilmediğini biliyorum. Meteoroloji uzmanı
yarın yağmur yağacağını söyler ama yağmaz ve sen de bir tek kahrolası şemsiye
görmezsin. Sonra meteoroloji uzmanı güneşli bir gün olacağını söyler ama
birdenbire her yerde şemsiyeler görünür ve birazdan da bardaktan boşanırcasına
bir yağmur başlar.
Kim bu
şemsiyeler?"
Şimdi kendime
cevap veriyorum; bu şemsiyeler lazım olduklarında kullanılmak üzere evde
unutulan narin iskelet sistemi üzerinde gergin gergin duran kumaş parçaları...
Şimdi dün yağmur
yağsaydı bir şemsiye lazım olacaktı... Ama dün yağmur yağmadığı için hiç kimse
bir şemsiyeye ihtiyacı olacağını düşünmedi bile bu şehirde...
Ben prensip olarak
yaz ve kış lazım olabilecek hiçbir şeyi ortalıktan kaldırmıyorum döt kadar evde
her şey el altında yaşıyoruz... Yani bir nevi Tokyo'daki minik apartmanlardan
birinde ama daha fazla eşyayla...
Ve bazen kimi
ilişkileri şemsiye ile aramızdaki ilişkiye benzetiyorum... Lazım olmadıkça fark
etmediğimiz bir şey... Bize lazım olmadıkça unuttuğumuz bir şey...
Kendinizi
portmantoda asılı bir şemsiye gibi hissettiğiniz oldu mu hiç ?
Yani biri sizi
unuttu mu?
Ya da sizin birini
şemsiye zannettiğiniz oldu mu?
Yağmurlu havalarda
sokakta kullanıp, evinizde keyfiniz yerinizdeyken aklınıza bile gelmediği oldu
mu?
Zavallı şemsiyecik...
İşte bu yüzden şemsiyeleri hiç anlamıyorum ve ıslanıp duruyorum...
Hamiş:
1) yazılardaki imla hatalarını editörler düzeltir.
2) bu şemsiyeler bir gün döte girer.
3) yazılar biri anlasın diye yazılmaz yazar içini rahatlatsın diye yazılır.
1) yazılardaki imla hatalarını editörler düzeltir.
2) bu şemsiyeler bir gün döte girer.
3) yazılar biri anlasın diye yazılmaz yazar içini rahatlatsın diye yazılır.