20 Ağustos 2014 Çarşamba

GÖÇEBE

 Çocuk kalbi taşıyan, gözü pek bedenler...


" ben yerçekimini ait olmaya benzetiyorum. İki olgu da gözlemlenebilir bir mevcudiyete sahip... Ama ikisi de anlaşılmıyor. Yerçekimi kuvvetini biliyoruz ama kökenini bilmiyoruz; doğduğumuz yerlere neden bağlandığımızı açıklamak için de ağaçmış gibi davranıp köklerden filan bahsediyoruz. Ayaklarınızın altına bakın. Tabanlarınızdan fışkıran boğum boğum uzantılar görmeyeceksiniz. Bazen köklerin, bizi yerimizde tutmak için uydurulmuş muhafazakâr bir efsane olduğunu düşünürüm."

Göçebe bir ruh... Bitmeyen bir huzursuzluk halidir... Detaylarla uğraşmaktan sıkılmaktır... Çok fazla enerji tüketmektir... Köklenip, dal budak vermeye deli gibi özenip bir türlü gerçekleştir(e)memektir... Sınırlardan ölesiye ürkmektir... Aidiyet duygusuna sahip ol(a)mamaktır... Yerleşik düzendekilerden hep farklı bir yerde olmaktır... Hoşa gitmeyenle, yanlışlarla yaşamak yerine isyan etmek ve gitmek demektir. ve çoğunlukla genlerden gelen bir ruh halinden kaç(a)mamak demektir.bazen yerleşikken bile ruhun gitmesi demektir...hiçbir yere ait ol(a)mama durumudur... Bazen adres belli, yer belli, ün belli iken... Beden sabit iken ruhun orada ol(a)mama sebebidir...

"biliyorsun ben hangi şehirdeysem
Yalnızlığın başkenti orası..."

Demektir... Ve bazen birileri bu denklemi içinde ve dışında kurabilir... Denklikler yaratabilir, çoğalabilir... Evlattan kökler salabilirken tüm dünyaya rağmen... Gidememeye rağmen, kaldığı. Kalakaldığı yerde acı çekmek demektir...

"gerçek göçebeler, bir yerden başka bir yere gidenler değil, aksine oldukları yerden kıpırdayamayanlardır. Belli kodlardan kaçarak aynı yerde kalmak için göçebeleşenlerdir."

Belki de...

Zira
Umut işkenceyi uzatır...

Neden bir insan her şeyi varken huzursuzdur; diye soranlara... 
Göçebe dostlardan biri ne zaman göçmeye meyil etse... Kalmanın bedene dair bir şey olduğunu bilsem de gitme demem ondandır...

Bir sürü kalsa da olur kalmasa da olur varken...

Göçüp gitmek için erkendir...