"Uykum kaçtı nereye
Yıkanmaya dereye
Dön uykum ne olursun
Gözlerime geriye"
Kendimi tehdit ediyorum…
Eğer biraz daha uykum
gelmezse, 5 dakika içinde uyumazsam, kalkıp bulaşıkları yıkayacağım ya da
sabaha bıraktığım e-mailleri göndereceğim…
Bu bünyede ballı süt + uyku
hapı + sabah sabah 2 bardak koyu kahve içmenize rağmen dersinde uyukladığınız
hoca etkisi yaparak jet hızıyla rüyalara dalmanızı sağlayabilir. Ama şu an işe
yaramıyor…
Kendimi bildim bileli geceleri
uykusuzluk çekerim… Uykusu az bir bebekmişim… Gece yatakta fenerle kitap okuyan
bir çocuktum… Sonra walkman çıktı geceleri kulaklıkla uyuyan insan oldum… Bilgisayar
yokken geceleri daktilo ile yazan insandım… Bilgisayar masada dururken ve
kocamanken geceleri oturan insandım şimdilerde sağ yanıma yatıp gece boyu
bilgisayarda onu bunu izleyen insanım…
Çok enderdir saat on’da bir
yattım sabaha kadar deliksiz uyudum durumum… Kesin ateşim vardır, hastayımdır.
Başka türlü uyuyamam… Bünye dayanamaz aniden
dalarım bazen sonra alakasız saatte uyanır otururum…
Acayip özenirim deliksiz
uyuyanlara… Gece en geç onbir’de yatıyorum sabah altıda ayaktayım diyen herkese
dehşetle bakıyorum… Ben de o saatte ayaktayım genelde hiç uyumamış olarak…
Gece uyku kaçınca
yapılabilecekler konusunda tez yazarım ama en iyisi “Kriminal” bişiler seyretmektir… Ayrıca beyni yormak en iyisidir...
5 haneli rakamları
birbiriyle çarpmak iyidir... Zaman ve mekân kavramları arasındaki ilişki hakkında
düşünmekte iyidir... Resim çizebiliyorsan resim çizmek, astral seyahat yapmakta
fena değildir(hiç anlamam)... Ama kafanı duvara vurmak en iyisidir(en çok bu
yorar)
Yataktan kendimi yere atarak
yerde uyumayı denemişliğim bile var…
Kaçan uyku durumum olsa
yapacağımı bilirim… Yakalarım filan ama bende ki gelemeyen uyku durumu…
Bazı geceler yatağa yatıp gözlerimi
"fal taşı" gibi açmak suretiyle "uyumamalıyım, kesinlikle uyumamalıyım"
demişliğim de vardır. Çünkü akabinde uykunuz benim ki gibi yeterince salaksa
uyumamanız gerektiğine inanır ve hemen gelir. Zira uyku gıcıktır, sinirdir. Ve
de fesattır. Uyumamanız gerektiği anlarda illa ki gelir.
Uyku düzenimi şöyle
anlatabilirim… Uyumak isteyince uyuyamamak, uyanmak isteyince uyanamamak, arada
bir istenilen saate uyuyup, istenilen saate uyanıp umutlanmak, sonra yine
uyuyamamak... Uyanamamak...
Her zaman görevini yerine
getirmekle mükellef devlet memuru değildir ki uyku.
Bazen kaçar gider. Darlanır.
Duramaz. İşte o vakitlerde müşkül duruma düşen, uykuya ev sahipliği yapan insan
kendiyle baş başa kalır. Duruma yakalandığı zaman geceyse yatağından kalkıp
ışığı açmaya bile erinir. Hali yoktur. Bedeninin tüm güç birimleri enerjisini
sevdiğine kaçan uykuya tahsis etmiştir. İnsan bu ihaneti fark edip de hayatının
anlamını düşünmez mi? Bedeniniz sizi
sırtınızdan bıçaklamıştır. Uyku gürültü çıkarmadan kaçmıştır…
Sabah yedi çeyrek olmuştur
bile…
Şimdi hayatın anlamını ben
düşünmeyeyim de kim düşünsün?
Size iyi sabahlar…