“Bana göre bazı yaşananların
nominal karşılığı yoktur yani ben insan biriktirdim, insana yatırım en iyisidir…”
Kumbara da feyzbuk mu?
İnsan biriktiren insanlardan
sanırım para biriktirenlerden korktuğumdan daha çok korkuyorum ben… Çünkü "ben
maddiyata önem vermem" diyenlerin birçoğu aslında “önem verenlerden” çok önemli
buluyor maddiyatı… Sadece bazılarının zaten başka seçeneği yok… Ortada bir
nominal değer olmadığı için biriktirdikleri şey para olmuyor çoğu kez…
Ama olsa, insanlarını ve değerlerini sayısal gerçeklerle derhal değiştirebilirler…
Kendi adıma “insan biriktirmek”
geçmek bilmeyen zihin ağrısının sebebidir…
Ancak ben bu insan
biriktirmek üzerine başkaca birşeyler düşünüyorum…
Bunu her duyduğumda da
şaşırıp kalıyorum. Bu tabiri bir kişi nasıl kullanabilir diye düşünüyorum. Etrafındaki
kişileri biriktirilecek birer "şey" olarak görmesi ilginç geliyor
bana insanın. Para biriktirilir, pul
biriktirilir de insanı pek oraya koyamıyorum ben.
Çok kızdığımda, sen kimsin
ki insanları biriktirdiğini zannediyorsun demek istiyorum. Tabii ki denmiyor. Bende
içimden, sayın biriktirici sen kendini göklerde görmeye devam et diyorum.
Hoşlanmıyorum bu tabirden. Gidin
pul falan biriktirin. Ama insanlara yalan biriktirmeyin…
Çünkü insan birikmiyor…
Azalıyor… Etrafımızda insanlar azalırken, güven azalırken içimizde bir sürü
potansiyel insan birikiyor, zenginleşiyoruz…
Ayrıca işin içine
biriktirmek gibi tasarrufa yönelik bir kelime girdiğinde bana sanki zamanı geldiğinde
harcamak fiilini çağrıştırıyor…
Aslında yaşamda insan
biriktirmenin lazım olduğunda kullanmak üzere birikim yapmaktan farklı bir
içerik taşıdığını düşünmek gerekiyor biliyorum… Üstlerine basmak için değil. Belki
gerektiğinde bir omuz; başınızı yaslamak için, bir sırt; dayanmak için, bir
ses; yalnız olmadığınızı bilmek için insan biriktirmek gerekiyor belki de...
Ve siz istemeden, siz dilenmeden,
belki siz bilmeden yanınızda olması için insan biriktirmek gerekiyor samimiyetle... Bu anlamlarla insan biriktirmek
güzel birşey biliyorum… Ama tecrübelerimle görüyorum ki… Kullanım süreniz
bittiğinde, yani siz size verilen görevi tamamladığınızda birçok insanın sizi
başkaca nedenlerle biriktirdiğini görebiliyorsunuz…
Çünkü birçok insan geçiş
dönemlerinde yalnız kalmak istemiyor ve bu nedenle insan biriktiriyor. O nedenle en tehlikelisi sizin tüm
samimiyetinizle kalbinizi açtığınız insanların, sadece bir geçiş döneminde siz
ya da bir başkasına, o anda denk gelecek birine yalnız kalmamak için kucak
açması oluyor. Yani, özetle biriktirilip harcandığınızı hissettiğinizde derinden
kırılıyorsunuz.
Ve işte o nedenle sevmiyorum
ben bu insan biriktirme işini…
İnsan biriktirmeye meraklı olanlar için bir önerim var… Mezarlıklarda birikmiş ölü insanlardan oluşmuş bir ceset koleksiyonu mevcut… Bazen ağır oluyor hissettiklerimiz… Çünkü ağır kırılıyor kalplerimiz…
İnsan biriktirmeye meraklı olanlar için bir önerim var… Mezarlıklarda birikmiş ölü insanlardan oluşmuş bir ceset koleksiyonu mevcut… Bazen ağır oluyor hissettiklerimiz… Çünkü ağır kırılıyor kalplerimiz…
İnsan kendine yakışanı
yapmak istiyorsa, az biraz zorlanacak ve öncelikle kendine karşı dürüst olacak. Ve önce "insana" sonra "dosta" ne yaptığına dikkat edecek...
Takıntılar, yarım
kalmışlıklar, ayak bağları, kendi zayıflıklarımızdan kaynaklanan
tutsaklıklarımız bizi ileri gitmekten alıkoyar bazen… Ve bazen biz, bize bu
güne kadar değer vermeyen tüm insanların vebalini bize değer verene ödetiriz…
Bize değer verilmesine alışık olmadığımızdan belki de, değer veren insanın yaşamımızda
ki duruşunu anlayamayız… Çünkü onca değer verilmemişlikten sonra kendimizi
değersiz hissetmemiz gayet normaldir… Ve değerimizi nominal olarak ölçememizde gayet mantıklıdır.
Ama tutsaklıklardan kurtulmak için bir gün aniden ben artık “bencil” olucam diye karar verip sevdiklerimizi harcamaya başlarsak muhtemelen o güne kadar bize yapılanı biz başkasına/larına yapmaya başlamış oluruz…
Ama tutsaklıklardan kurtulmak için bir gün aniden ben artık “bencil” olucam diye karar verip sevdiklerimizi harcamaya başlarsak muhtemelen o güne kadar bize yapılanı biz başkasına/larına yapmaya başlamış oluruz…
Belki de insan biriktirip
ağırlaştığı için yaşlanır.
İnsan, kendini dönem dönem formatlasa,
ağırlıklarından kurtulabilir ve “yaşlanmaz”.
Elbette herkes “yenilenme”
konusunda, kendi yöntemini geliştirebilir, geliştirmeli de…
Benim için “Yenilenme”nin
metodolojisi, dijital terminolojiyle söylersek; “gereksizleri yedekleme, çöpe at” değildir.
Evet… Ağırlığı oluşturan
şeyler; benzer konuları, çoğaltmaktır.
Problemler de gereksiz
“yedekleme”lerle büyür.
Ama birikimi hoyratça
harcamak “bana ne ben böyle hissediyorum, kimse umurumda değil demek” bizi
geliştirmez… Olsa olsa yanlış bulduğumuz insanlarla aynı statüye getirir…
Birkaç satır üste çıkalım
şimdi…
“Çünkü insan birikmiyor… Azalıyor… Etrafımızda insanlar azalırken, güven azalırken içimizde bir sürü potansiyel insan birikiyor, zenginleşiyoruz…”
“Çünkü insan birikmiyor… Azalıyor… Etrafımızda insanlar azalırken, güven azalırken içimizde bir sürü potansiyel insan birikiyor, zenginleşiyoruz…”
BENİ ZENGİNLEŞTİREN HERKESE
TEŞEKKÜRLER…
YAZMAK FİKİR AĞRISININ
TEDAVİSİDİR…YAZMAK GÖNÜL AĞRISININ TEDAVİSİDİR...
Sosyal insan olup feyzbuk
kumbaranızı doldurmaya devam edin… Belki faydası olur...
Son olarak çok sevdiğim o şairden birşey yazmak istiyorum... Eğer biriktirmekte mana bu ise yüreklerinizde insan biriktirin... Yalansız, riyasız, samimiyetle, dedikodusuz herşeyiyle...
"Güzel hayat isteyen güzel insan biriktirsin.
Cemal SÜREYA"