güzellik insanın kendini sevmesinde, doğurdu evlatta, doğacak torununda...
|
Sabah gözümü açıp internette
haberleri, paylaşımlarından keyif aldığım birkaç arkadaşın paylaşımlarını
okumaya başlamıştım ki… Kurulamayan koalisyon, ölen gencecik insanlar, kadın
tecavüzleri, cinayetleri, haksızlık, hukuksuzluk arasında bir paylaşım geldi
önüme…
“GÜZELLİK YANILGISI”
Yazıyı “TIME” için yazan
eski bir profesyonel basketbolcu, Kareem Abdul-Jabbar'a göre, kadınlar için
belirlenen güzellik algısı hatalı. Yazıya elbette bulunduğu konum ve meslek
gereği sporcu kadınlar arasındaki güzellik algısıyla bakmış… Williams kardeşlerin
teniste ki başarıları malum ama yazıda çok önemli bir noktaya değinmiş bu
kadınların tüm başarılarına rağmen sponsorluk ve reklam gelirlerinde Sharapova’nın
gerisinde kaldıklarından bahsediyor… Çünkü bu iki kadın muhteşem yetenekli
olmalarına rağmen bize her türlü kanalla dayatılan güzellik kavramına sarışın,
uzun boylu, ince ve güzel rakipleri kadar uymuyorlar… Ve güzellik algılamamız “Victoria
Secret” düzeyinde…
Kadına tecavüz ve taciz
sadece cinsel yolla olmuyor… Kadın için belirlenmiş tüm “KADIN KRİTERLERİ”
aslında bir tür tecavüz… Yazının birkaç yerini olduğu gibi paylaşıyorum… Diyor
ki Cabbar;
“BİZLERE GÖRE KADIN
SAVUNMASIZ VE ERKEK KARŞISINDA KENDİNİ KORUMAKTAN ACİZ OLMALI. AYRICA DA
ERKEĞİN TOPLUMDAKİ KORUYUCU VE KOLLAYICI, KADININ İSE ÇOCUKSU VE ZAYIF ALGISI
SÜRMELİ. (NEREDEYSE TÜM ‘ROMANTİK’ İLİŞKİ PORTRELERİNDE, KADIN ERKEĞİN KOLLARI
ARASINDADIR VEYA ONUN TARAFINDAN YATAĞA TAŞINIR.)
…
BU MİTİK GÜZELLİĞİN PEŞİNDE
GEÇEN NAFİLE YOLDA NELER YAŞANMIYOR Kİ… YÜKSEK TOPUKLAR İÇİNDE AYAKLARIN
GÖRDÜĞÜ EZİYETLER, CERRAHİ MÜDAHALELERE YOL AÇAN GEREKSİZ ESTETİK AMELİYATLARI
VE AÇ KALMAK SURETİYLE BİR ZOMBİYE DÖNÜŞÜLEN KİLO VERME SÜREÇLERİ… HEPSİ DE
KENDİ YARATMADIKLARI BİR HAYALİ FİKİR UĞRUNA.”
Doğduğumuz anda başlıyor “güzel
kız”, “büyüyünce manken gibi olacak valla” vurgulamaları…
Şahsen ben bu konuda tam bir
hayal kırıklığıyım… Doğduğunda “güzel” olarak algılanmış bir bebekmişim… Bana
hep sen çok güzel “din” diye anlatılır çocukluğum… Bu cümle kuruluşu bile tek
başına yeterli geliyor birçok şeyi anlatmaya… 16 yaşıma kadar standartlara
uygun ince bir çocukken birden çalışan hain hormonlar ve bir hastalık sürecinde
alınan kortizonun yan etkisiyle aniden “tombul” bir genç kız olduğumda ben erkenden
tanıştım dünyanın “güzellik algılarıyla”
Hayatımda duyduğum en
acımasız söz iki kız arkadaşımın benim duymadığımı zannederek “ya boşver
nasılsa beğenmez o çocuk Emine’yi baksana şişman sözüydü”
Hayır, bunu duydun bir
zayıfla dimi J
Ben bu laftan sonra
kilolarımı değil o iki genç cahil kız çocukla arkadaşlık etmeyi bıraktım…
Ama elbette o süreçte yaşadıklarım yaşamım her yerine yayıldı… Çok okuyan bir çocuktum… Daha çok okuyan bir genç kız oldum… Sakin ve yumuşak başlı bir çocuktum, sinirli alıngan ve güvensiz bir genç kız oldum… Ve bu güzellik algılarına karşı sıkıntım çok uzun yıllar sürdü…
Ama elbette o süreçte yaşadıklarım yaşamım her yerine yayıldı… Çok okuyan bir çocuktum… Daha çok okuyan bir genç kız oldum… Sakin ve yumuşak başlı bir çocuktum, sinirli alıngan ve güvensiz bir genç kız oldum… Ve bu güzellik algılarına karşı sıkıntım çok uzun yıllar sürdü…
Bir kapıdan girdiğimde ya da
bir ortamda merhaba dediğimde genelde nasılsın, iyi misinden sonra ilk sohbet “zayıfladın
mı sen” ya da “biraz kilo mu aldın” oldu…
Eğer o konuşmalardaki kadar vücut kilom değişmiş olsaydı 40 ile 150 kilo
arasında gidip geliyor olurdum…
Oğlumu doğurmak için hamile
kaldığımda “64” kilo tombul bir kızdım… Rakam olarak fazla gibi görünmese de
boy 1.53 J Ancak hamilelik süreci
bana tuhaf bir şey yaşattı “62” kilo ile tamamladım hamileliğimi… Ve 4,5 kilo
bir canavar doğurdum, hem de o boyla 56
cm.lik bir bebeği karnımda taşımayı becermiştim… Doğum sonrası 3. Gün tartıldığımda
53 kiloydum… Ve takip eden 1,5 ay içerisinde 44 kilo kalmıştım… Ve çok
mutsuzdum :) Gerçekten de hayatımın en sıkıntılı günlerini yaşıyordum… Bir sabah zayıf uyunmak genç kızlık hayalimdi…
Oğlum bana bunu hediye etmişti gelişiyle… Babası da yaptıklarıyla :)
Ve ben o zaman şunu anladım…
“UMURUMDA DEĞİLDİ”
BİZE DİRETİLEN “BOY- YAŞ-
KİLO- GÜZELLİK” STANDARTLARI… “UMURUMDA DEĞİLDİ”
Hala da değil… Çünkü yıllar
içinde o zaman kaybettiğim kiloları geri aldım… Bu arada o zayıf halimde
kendimi çok çirkin bulmuştum… Mini Mouse gibiydim… İki koca kepçe kulak, koca
iki göz ve koca bir burun ve koca iki göz ama surat yok… Daha sonra ki yıllarda
bir kez daha 50 kilo kaldım… İkiz bebeklerimi kaybettikten sonra yaptığım “yemek
yeme diyetiyle” Yani yaşamda ne vakit zayıflasam bir sıkıntım olduğu için oldu
bu…
Yarın 50 oluyorum… Hala bana beni her gördüğünde “kilomdan” başlayarak konuya girenler var… Gülümseyerek karşılıyorum bunu…
Yarın 50 oluyorum… Hala bana beni her gördüğünde “kilomdan” başlayarak konuya girenler var… Gülümseyerek karşılıyorum bunu…
21 yaşında babamı kaybettim…
27 yaşında güzel dostumu toprağa verdim… Bir sürü bebek kaybettim… Bir sürü
arkadaşımı daha 45’lerini göremeden yitirdim…
Her gün gazetelerde bir sürü kötü şey okuyorum… Bir anneyim hatta
babaanneyim yakında… ve hala ne zaman bir kadın topluluğuna girsem kilo
konuşuluyor… Hadi bende fazla var, ama bazen bunu hiç fazla kilosu olmayan
kadınlar hem de eğitimli, gayet başarılı, güzel kadınlar konuşuyor…
“KENDİ KENDİNE TECAVÜZ EDEN KADINLAR” diyorum ben onlara… Tüm zekâları ve eğitimleriyle standartlaştırılmış güzellik kalıplarının üstünde düşünemiyorlar… Hala oturup yedikleri diyet yemeklerinden bahsediyorlar, deniz mevsimi geliyor diye zayıflamaya çalışıyorlar… Fiziki genetiği ince ve uzun olan insanlar var, ne kadar istese kilo alamayanlar var… Ufak tefek insanlar var, iri yarı kadınlar var… İnsanın bedeninden utanma duygusuyla yaşaması çok zor birşeydir bilirim… Ve güzelliğin sizin zekânızdan çok prim yapması insanın ağırına gider onu da bilirim…
“KENDİ KENDİNE TECAVÜZ EDEN KADINLAR” diyorum ben onlara… Tüm zekâları ve eğitimleriyle standartlaştırılmış güzellik kalıplarının üstünde düşünemiyorlar… Hala oturup yedikleri diyet yemeklerinden bahsediyorlar, deniz mevsimi geliyor diye zayıflamaya çalışıyorlar… Fiziki genetiği ince ve uzun olan insanlar var, ne kadar istese kilo alamayanlar var… Ufak tefek insanlar var, iri yarı kadınlar var… İnsanın bedeninden utanma duygusuyla yaşaması çok zor birşeydir bilirim… Ve güzelliğin sizin zekânızdan çok prim yapması insanın ağırına gider onu da bilirim…
Çok uzağa gitmeyeceğim
içinde bulunduğum bir sosyal oluşumda bile konunun hiç alakası yokken kadının
güzelliği bir ölçü… Sosyal hizmet için bir araya geldiğimiz her toplantı öncesi
konu “ne giyecez, nasıl görünecez”… 1500 TL’lik bir yardım yapılacak geceye 1000TL
harcanıp güzelleşilip gidiliyorsa orada bir çirkinlik var… Birileri bana ben o
kadar işi yaparken sen kısasın, kürsünün arkasına boylu poslu biri lazım
diyorsa orada kocaman bir yanlış var :)
Cabbar yazısını şöyle
bitiriyor…
GÜZELLİK KAVRAMININ TEMSİL
ETTİĞİ ŞEYLERİN TARİH BOYUNCA DEVAMLI OLARAK DEĞİŞMESİ, BU SABİT FİKRİN
BEYİNLERİMİZİN YERLEŞİK BİR PARÇASI OLMADIĞINI ZATEN SÖYLÜYOR. GÜZELLİK
STANDARTLARI KONUSUNDAKİ DAR FİKİRLERİMİZİ AŞMAYA ÇABALAMALI, HER YAŞTAN HER
KADINI OLABİLECEKLERİ EN İLERİ NOKTAYA GİTMELERİ İÇİN CESARETLENDİRMELİYİZ.
YAPABİLİRİZ, YAPACAĞIZ VE BAŞARACAĞIZ.
NOT: Ben kendini beğenen bir
kadınım… Kendiyle kavga eden ve bu diretmelerle hayatını zehreden tüm o
yollardan geçtim… Bedenim benim… Kimsenin nereden çıktığını bilmediğim
standartlarına uygun olmak zorunda değil… Bir kadın olarak bedenimi kim
olduklarını bile bilmediğim “erkek” zihniyetinin beğenisi için şekillendirmek
zorunda hissetmiyorum ve “kadın” zihniyetinin yarışmalarına sokmak istemiyorum…
“allaha şükür” aşırı kilo almanın sadece bir sağlık sorunu olduğunu düşünüyorum…
Sigara içmek, fazla içki tüketmek, kişilik bozukluğu gibi sağlık sorunlarından
biri… BU konuda sıkıntı yaşayan varsa diyetisyenden önce doktora gidecek… Elinde
bir pet suyla dolaşıp, dümdüz karnını tutup “ay hala kilom var, sen görmüyorsun”
diyenlerde en yakın psikoloğa başvuracak…
SAĞLIKLI YAŞAM KALİTESİ
SİZİN İÇİN NEYSE “GÜZEL” OLDUĞUNUZ NOKTA ORASIDIR…
Ve kanımca dünyanın en güzel
kadını kilo alabilen, yaşlanabilen MONİCA BELLUCİ’dir Jyazı okunsun diye onun
fotoğrafını koyacağım mesela… daha çok iş yapıyor :) Güzellik böyle bir şey işte…
Güzellik bulunduğunuz çağın ve dönemin algılarına göre bedeninizden hoşnut olmanız ya da olmamanız sadece...
Karşı cins tarafından beğenilme
kaygılarımıza gelince;
Babam derdi ki ;
DELİKLİ BONCUK YERDE KALMAZ, DELİ KIZ EVDE KALMAZ :)
DELİKLİ BONCUK YERDE KALMAZ, DELİ KIZ EVDE KALMAZ :)
Beni beğenmeyen süpürge
olsun :)