Ciğerini
yidiğim insan tiplemesi… Kendini her durumda haklı hisseden insan… Yemede
yanında yat insan… Ömrümün bir kısmını yemiş bitirmiş insanlar…
Bana
sorarsanız insanın kendini her durumda haklı hisseden insanın çok ciddi
sorunları vardır… Empati eksikliğinden başlayıp, orantısız ego rahatsızlığına
kadar o kadar çok sorunu vardır ki. Eline geçerseniz sizi sizden alır.
Kurtulmakta zordur bu insanlardan çünkü siz ona “sen haklısın” diyene kadar
bırakmaz işin peşini…
Genelde mutsuz
olmak için farz olan davranış biçimleri üzerinde uzmanlaşmış, ekol olmuş insan
modelidir bunlar. Sizi asla dinlemezler, fikrinize önem vermezler çünkü onların
söyledikleri her zaman en doğrudur. Dinlemek eyleminin ne olduğunu bile bilmez
bu insanlar. Bu yüzden umutsuz vakalardır. Kendileri genelde aynı şeyi defalarca
anlatırlar 3 saatlik konuşma içine 10 dakika girebilirseniz şanslısınızdır ve
zaten siz söyleyeceğinizi söyledikten sonra birkaç çeşit tepki alırsınız…
-
Ama sen
beni hiç dinlememişsin!
-
Sen
anlamamışsın!
-
Ne alakası
var!
Bunların dışında
siz sözünüzü söyledikten sonra kaldığı yerden siz hiçbir şey dememişsiniz gibi
devam edebilirler… Ya da söylediniz ilk şey ve direnmede ortamı, konuşmayı bir
öfke gösterisiyle terk ederler.
Sürekli
birilerinin yalan söylediğini iddia ederler… Ne zaman suçlarıyla yüzleşmek
zorunda kalsalar birisi yalancıdır… Sizin de içinde olduğunuz bir olayı öyle
bir anlatabilirler ki size “Allah’ta benim belamı versin ben zaten kör-sağırım
dersiniz”
Ben böyle
bir durumda asla haklı çıkamayacağımı arada kontrolü tekrar ele almak için bana
da azcık haklılık payesi verildiğini bilirim… Tecrübelerim beni eğitti bu
konuda… Uzun zamandır yaşamıma böyle insanlar almıyor var olanları çıkarıyorum…
Çünkü dünyanın en yorucu şeyidir bu insanlardan biriyle yaşamak.
Toplumsal
anlamıyla da bu insanlarla dolu bir dünya da yaşıyoruz aslında. Bir bakın
etrafınıza, özellikle idarecilerinize… Vicdan muhasebesini yerle yeksan etmiş insanlardır
genelde bunlar. Hortumcular, tefeciler, adamın iliğini kemiğini sömüren düzenbazlar
bu duygunun insanlarıdır. Ve bunların en korkunç yani da yaptığı haksızlıkların
hepsine, kendince uygun senaryolar düzüp hiçbir rahatsızlık duymamalarıdır. Hani
fikir ayrıcalığı bi kenarda dursun da etrafındakilere oynadığı ali cengiz oyunlarında
yaptıklarının hep yanına kar kalması illet eder insani, beddua falan da sökmez böylelerine
niyeyse hep dört ayaküstüne düşerler.
"ben
böyle davrandıysam, mutlaka karşımdaki insanın bana yaptığı yamuk yüzünden ve o
böylesini hak ettiğinden böyle davranmışımdır. Bu yüzden de haksız olan ben
değil, karşımdakidir" düsturunu benimsemiş olan insan da bu gruptandır.
Benim için
işkencedir bu insanlardan hayatımda bulunması. Çünkü bu insan türü adamı deli
eder. Hayatınıza girdi mi her şeye karışmadan duramaz. Fikirlerini asla ve asla
değiştiremezsiniz çünkü başkalarının fikirlerine zerrece önem vermez,
sizinkiler dâhil. Her şeyin merkezi olmak, hep en yüksekte olmak isterler ve
dünyadaki en tehlikeli insan tiplerinden biridir. Kontrolü ele almak uğruna
yapamayacağı şey yoktur, her yolu dener, herkesi kırabilir, hiç ummadığınız bi
anda ortada kalıverirsiniz onun yüzünden. Büyük kayıplar verdirir, üzer,
kızdırır, yıldırır, sonuç olarak hep kendini haklı gördüğü için sizi dinlemez
ve her şey kördüğüm olur. Aman diyim, uzak durun, etkileri kolay kolay unutulmaz
çünkü bunların hayatta silinip kolayca atılmaz…
Her zaman haklı
adam için bir süre sonra “haklı çıkmak” sevgiden, evlattan önemli olur… Netice
de bu durum insan ruhunda çığ gibi büyüyen bir rahatsızlıktır aslında. Çünkü o
samimiyetle kendini haklı bulmaktadır. Kendi içinde sürekli haklı olma ihtiyacı
taşıyan bir kimse, karşısındakileri hatalı ve her an yanılgıya düşecek insanlar
olarak algılamaya başlamıştır zaten…
Kendi
içinde kendisini sevmeyen ve kendisine karşı kızgınlığı olan insanın,
başkalarını suçlama eğilimi çok yüksektir. Kötüye giden bir şey olduğu an,
kendilerini zaten sevmediklerinden, bu olumsuz gidişten o kadar rahatsız
olurlar ki, tüm suçu diğerlerinin üzerine atarak kendilerini rahatlatmaya
çalışırlar. Aksi takdirde, yaşadıkları olumsuzluktaki kendi paylarını görmek
demek, kendi içlerindeki problemle yüzleşmek anlamına gelir. Bunu hiç
sevmezler. Diğerlerinden kusursuzluk beklerken, kendi kusurlarına bakmak hiç
hoşlarına gitmez. Kendilerinin güvenme konusundaki eksiğini görmektense,
başkalarını güvenilmez görmek daima onlara daha kolay gelir. İlişkisinde
verdiği tepkilerde kendisini haklı görür.
Farkına
varamadığı gerçek, aslında karşısındakinde olmayan ama onun dışsallaştırarak
karşısındakine yansıttığı şeye tepki veriyor oluşudur. Kendiyle sorunu olan
insanın, ilişkisinde karşısındakinden sürekli ve değişmez biçimde tek bir
talebi vardır. Bu talep aklanma ihtiyacıdır.
Elbet bir
gün köşesinde tek başına haklı haklı oturur… Ve kendini umarım aklar…
İçten içe
herkes kendince haklıdır ama bu insanların durumu bu makul haklılık durumundan
farklıdır.
İnsan
haklılığını savunurken şu cümleyi hiç unutmamalıdır.
"BENİM
DOĞRUM YANLIŞ OLMA OLASILIĞI OLAN BİR DOĞRUDUR; SENİN YANLIŞINSA DOĞRU OLMA
OLASILIĞI OLAN YANLIŞTIR"
Yazarken bir baktım ki ÇOK HAKLIYIM yine ....