TDK diyor
ki:
1. Bakış,
bakma, göz atma:
"ilk
nazarda mağrur, azametli tesirini veriyor."
2.
(eskimiş) bir konu hakkında düşünme, görüş:
"nazarında
herkes zındıktı, hırsızdı, yalancıydı."- Ömer Seyfettin.
"nazarımda
daima küçük ve kusurlu kalacaktır."- Reşat Nuri Güntekin.
3. Belli
kimselerde bulunduğuna inanılan; insanlara, özellikle çocuklara, evcil
hayvanlara, eve, mala mülke, hatta cansız nesnelere de zarar veren, bakıştaki
çarpıcı ve öldürücü güç.
İnandıkça
hiç olmayacak şeylerle insanın üstüne gelen, bu yüzden inanılmaması gereken
veya inanılsa da dozajının ayarlanması gereken batıl inançtır… Bir şeyleri
sürekli kafaya taktıkça insanı paranoyaklaştıracak dereceye getirebilen bir
nevi psikolojik baskı şeklidir. Rahat olmak ve mümkünse inancı en aza indirmek
daha az zarar verici olacaktır hem manen hem fiziken...
Nazar değmesin
diye sizi mutlu eden şeyleri içinizden geçirmeye korkarsınız, mutlu fotoğrafları
kimseye göstermezsiniz… Yetinmenin iyi bir şey sayıldığı ve az ile çok
aralığının geniş olduğu kültürlerde, nazar da büyük bir kültürel anlam taşıyor.
Derler ki;
Nazar’ın değmediği tek şey akılmış, çünkü herkes sadece kendi aklını
beğenirmiş.
Nazar
kavramının batıdaki ifadesi, psikokinezidir. Nazar olayında iyi niyet ve
yoğuşmaya (yoğuşma? Yoğunlaşma olmasın o?) göre alıcı ile verici uçlardan geçen
bir "ark" oluşmaktadır. Gıpta, övünme, imrenme gibi dostça duygular,
hatta ebeveynlerin; çocuklarına sevgisi, nazarın küçük dozda uğratma sebebidir.
Nazara uğrayan kişi, çok sık esner ve sıkılır. Asıl uğursuz nazar,
"haset" duygusundan gelişir. Bu duyguda, düşmanlık, kin ve intikam
mevcuttur. Nazarın dozajında bu haset duygusunun şiddeti çok önemlidir. Haset
duygusu ne kadar şiddetli olursa, nazarın gücü de o kadar şiddetli olur
(nazarın
bilimsel yönü, yankı dergisi, 5-30 Haziran 1983, sayı 635, s. 52).
Vay
anasını. Görüyoruz ki nazarın bilimsel yönü de varmış, şahsen cahilliğimden
utandım, sonra kendi kendimi ayıpladım.
Nazar; psikanalize
göre haset eden insanın kaygısıdır. Bireyin kendi elde etme arzusunun
cezalandırılacağı endişesidir. Bunun önüne geçmek için nazar değmesin ya da
maşallah deniverir. Aynı şekilde ötekilerin de benzeri bir hasete sahip
oldukları düşünüldüğünden (bilinçdışında elbet) kendine değecek nazardan da
endişe duyulur. Hatta bu durumda kişinin kendisine başkaları tarafından
değdirilecek nazardan değil, kendi kendine değdireceği nazardan korktuğu yani
sahip olduklarını kaybetme, taşıyamama, haketme-haketmeme, elinden kaçırma
kaygılarının ağır bastığı söylenebilir.
“Ay aman
nazar değer cümlesi” beni topyekûn sinirlendiren bir cümledir. Öncelikle sahip
olduğum hiçbir şeyin bulunamaz, çok özel olduğunu filan düşünmem ben… Sıradan
hayatım içinde, sıradan şeylerdir hepsi… Herkese kendi sahip olduğu zaten
güzeldir, özeldir…
Sahip olduklarımızın
değerini abartmamakta fayda vardır diye düşünürüm hep…
Ayrıca ben sürekli
kendisine nazar değdiğinden bahseden insanlarda bir problem olduğunu düşünürüm.
Sistit olup nazar değdi diyenleri var. Bu hep nazar değen ablaların süper ince
çorapları hemencecik kaçar, yeni aldığı rimelini sürer iki dakika sonra gözleri
yaşarır, delik çenesinden yeni aldığı "zara, mango" kıyafetinin
üstüne yemek dökülür, iyice göstereyim diye burnuna soktuğu bilekliğiyle
oynarken mutlaka bir parçasına bir şey olur… Hep nazardan hep nazardan... Çok
yoruluyorum çoook nazardan herhalde.
Bu nazar
işinde istem şöyle çalışıyor; siz iyi, güzel, hoş bir şey yapıyorsunuz… Sonra
birileri size “ay aman valla nazar değecek” demeye başlıyor… Sizin önce “ neden”
diyesiniz geliyor… Sonra karşıdan ikinci cümle geliyor “benim nazarım değmez
ama insanlar nazar ederler” Kim bu “Nazarı değen diğer insanlar”… Çünkü kimse “benim
nazarım değer” demiyor… Herkes “aman nazar değer” diyor… Ben o bakarken “Nazar”
eden insanlara bişi dicem… Siz değilsiniz, öbürü değilse kim bu nazar edenler…
Ve neden “Nazar” ederler… Açık söyleyeyim hiç umrumda değil… Neye inanırsan onu
yaratırsın hayatında…
Ezcümle; Nazar toplumca muzdarip olduğumuz, suçu başka yerde arama
hastalığımızla beslenip boyuna semizlenen günah keçilerinden biridir. Diğer
keçilerden bazıları ise; şeytan, içki, trafik canavarı, enflasyon canavarı ve
son günlerde oldukça popüler olan dış mihraklar ve paralel yapıdır.
“elemtere
fiş kem gözlere şiş” deyip bir de nazar boncuğu paylaşıcam şimdi böylece Nazar’a
karşı bir tek burada döktüremediğim kurşun döktürme işi kalacak…
Ayrıca
unutmayalım dostlar; eğer var olsaydı Adriana Lima’nın kırılmadık kemiğinin
kalmaması gerekirdi…
Sevgiler.
Sevgiler.