Uzun
zamandır torun derdine çok da yazamıyorum sanırım…
Memleketin
ahvali ile ilgili durum belirlemesi türevi, “reşit kendin söyle kendin işit”
içerikli yazılar yazıyorum ama bugün bambaşka bir şey yazasım var…
ALDATAN
ERKEK yazısı yazasım var benim…
Nasılsa
ortada buna alınacak bir koca bundan alıntı yapacak bir sevgili yok…
Dolayısıyla “ay aldatılmış mı yoksa” denilecek bir durumda yok an itibarıyla…
Geçmişe gidersek tabii ki de aldatıldım… Birçok kadın gibi…
Aman aldatan erkek kadar aldatan kadında var”
geyiğine girmeden belirteyim bence “aldatan erkek kadar aldatılmayı kabul eden
kadın” var…
Erkek
sevgiliyken aldatırsa, bırakıldığı oluyor ama bu gerçekten de kadının ondan
aldığı şeylerin kadına gerekliliği oranında gerçekleşiyor, evliyken bunu
yaparsa çoğu durumda görmezden geliniyor, kabul ediliyor ya da adamın burnundan
getiriliyor…
Erkek neden
aldatır… Yani şimdi bir dolu ciddi inceleme ve bir dolu magazin savsatası
yazılabilir bu konuda… Fiziksel özelliklerden dem vurulabilir, kadının
yetersizliklerinden, erkeğin mutsuzluğundan…
Arkadaş
bazısı da bunu sadece keyif aldığı için yapıyor. Başka kimseyi çok umursamadığı
kendini çok sevdiği için yapıyor… Aslında yetersiz piçler oldukları için bunu
yapan bir takım şerefsiz aile babaları da var tabii… Ağır mı oldu… Valla
durumun ertesi buna maruz kalan kadınların ve varsa evlatların yaşadığı sıkıntı
öyle ağır oluyor ki bence ağır olmasının bir mahsuru yok…
Bazı
erkekler ataları gibi at binip silah kuşanmazlar. Zaman o zaman değil. Olayın
avrat kısmıyla kafayı bozmuşlardır. Yaptıkları seferler, iki göğüs ya da bacak
arasına doğru olup, birçokları fetihleri ile maalesef açıkça övünemezler. Bir de övünenleri vardır ki Allah selamet
versin, hatta mümkünse şeyleri düşsün kurusun…
Bunlar
adeta “kullanılmayan cinsel organların körelmesi" başlıklı yazıyı okumuş
olan erkeklerdir. Bunların erkek arkadaşı olmakta iyi bir şey değildir eşiniz,
kızınız, kız kardeşiniz kadındır neticesinde…
Bunların
birçoğu kendi kendini aldatan erkeklerdir. Kendi kendini kandırarak, kendi
kendilerine mutlu olduklarını sanarak, kendi kendileriyle yalnız kalmaya mahkûm
olacaklarını bilmeden hareket ederler. Enselenmediği sürece, birden fazla
insanı eş zamanlı mutlu edebilen erkektir. (acı ama gerçek) mutlu edemediği
sadece bir kişi vardır, o da bizatihi kendisidir! Bir erkek, dilediği kadar
"mutluyum/mutluyuz" desin, şayet aldatıyorsa, kesinlikle yalan
söylüyordur. Ne kadar aksini iddia etse de -doyumsuz değil- mutsuzdur o erkek. Bu vesileyle "mutsuzsan ayrıl kardeşim,
ne diye aldatıyorsun?" diyenlerin de gıdılarından öperim.
Aldatan tüm
erkekler kapı dışarı edilseydi şayet, -değil kafalarını sokacak bir yer bulmak-
emin olun köprü/viyadük altlarına bile sığmazlardı.
Benim
açımdan bakıldığında erkekliğini aldatarak kanıtlamak zorunda olduğunu
hisseden, bedenlerarası koşuşturmacayla aslında hazza değil erkekliğini
pekiştirmeye yönelen; her yeni bedenin tüketilişiyle aslında bir sonrakinin
arayışına mahkûm olan; bu kısır döngüde uzanmaya çalıştığı hep elinden
kayacağından; ilelebet bu koşuşturmacanın mutsuzluğuna mahkûm erkektir.
Bu abilerin
en bomba özellikleri yakalandıkları anda başvurdukları inkâr yöntemidir. Bugüne
kadar karşılaştığım ya da başıma gelen bütün vakalarda fix olarak karşıma
çıkmıştır.
Bu kadar
yazdım ama ben aldatan erkeğin bu toplumda çok da suçlu olmadığını
düşünenlerdenim.
Neden mi?
Evet, aldatmak kötüdür. Kötüdür de bu erkek türünü kim yarattı arkadaş? Sen bu
erkeği yetiştirirken annesi olarak;
-Ay canım
canım çok çapkın olacak ablası ileride çoookk…
Sen teyzesi
olarak;
-canımm
canımmm çok canlar yakacak, çok kızı üzecek çookk…
Sen halası
olarak;
-bilmemkim
senin pipini yesinn...
Dedin mi
demedin mi? Ulan arkadaş siz bu erkeği böyle formatlamışsınız zaten. Sonra da
gelip yarattığınız şeyden şikâyet ediyorsunuz. Biraz özeleştiri oğlun, kardeşin
ele yaparken sorun yok da sen, kızın, annen aldatılınca mı sorun bu…
İçimden
aldatan erkeğe şu cevabı verin demek geçiyor…
E-"hayatım
erkekler bir tane kadını severler. Onunla sevişirler. Ötekiler otomatiktir
sekstir. Manasızdır. Hayır; yani ben seni aldatmıyorum ama bu bir gerçek."
K-"hı hı biliyorum aşkım bilmez miyim kadınlar içinde öyle. Bende seni
aldattım demiyorum ama seninle yaşadığım ötekilerle yaşadığıma benzemez yani"…
Ölmezseniz
inanın çok eğlenirsiniz…
"aldatılan
kadın hak eder" ya da "gene bir kadınla aldatıyor sonuçta" gibi
boş tespitlerle uğraşmak hiç içimden gelmiyor…
Birde
"başkasıyla yatmadığın sürece aldatmış sayılmazsın" diye düşünenlerle
uğraşmak içimden gelmiyor…
Ben aldatan
erkekler yaş gruplarına göre sınıflandırılmalıdır diye düşünüyorum…
15-25 yaş
grubu: karakteri oturmamış bir adet ergen olduğu için ''gençlik hatası'' deyip
gülüp geçiniz. Aldatılansanız tabi ki gülüp geçemezsiniz ama hayat bazı
dersleri acıtarak öğretiyor, en azından geriye dönüp baktığınızda kendinizi
üzmeyin.
25-40 yaş
grubu: artık ''empati'' yetisine nail olmuş olması beklenen hayvandır. Bir
insanı gerçekten kırmanın, üzmenin daha kesin bir yolu olmadığını düşünmeyen,
bildiği halde göz ardı eden, tamamen içgüdüsel davranan=hayvandır. Hiçbir
şekilde mazereti, özrü yoktur; kadınlar asla ve kat'a kabul etmemeli,
affetmemelidir.
40 yaş
üzeri: acıyarak uzaklaşın. Ergen grubuna yaptığınız muameleyi yapın. Sakın
kendinizi üzecek kadar kaale almak hatasına düşmeyin.
Neticesinde
aldatan erkek, aldanan erkektir. Sevmiyorsan git konuş oğlum!
Kanımca en
vıcık erkek türü karısını/ sevgilisini aldatırken birlikte olduğu kadına,
eşinin/ sevgilisinin onu ne derece mutsuz ettiğini, yetersiz olduğunu anlatan erkek
tiplemesidir. Mekân değiştiğinde o çok
mutsuz olduğu esas eş ya da sevgili ile tatillere gidilir ailece gezilir
tozulur aslında anlattığı gibi bir mutsuzluk filan yoktur ortada… Yani bu
bizatihi benim kişisel tecrübemdir… Benim kendi evimdeki mutsuzluğun boyutunu
elden duymuşluğum var… Ben ayrıldım, çok
değil bir hafta içinde… Ama hala "aldattım anasını satayım" demedi
eski koca... Bunu yapamayıp sürdürenler var görüyorum… Kolaylıklar diliyorum
çok ağır bir duygu çünkü…
Gelelim son
kısma; Şimdi birincisi yazan olarak baştan belirteyim kadında aldatır ama bu
yazının konusu “aldatan erkek” … İkincisi “ben zaman zaman aldatılmış bir
kadınım” o nedenle tarafsız olmayı istemediğim bir konu… Üçüncüsü “bünyemde
derin yaralar bıraktı mı sorusunun yanıtı” elbette incindim ama yaşamın normal
akışıdır bunlar diye düşünüyorum… Şu an bu konuyla çok eğlenebiliyorum mesela;
Erkekler
neden aldatır sorusuna benim yanıtım şöyle;
1.mevcut
birlikteliğinde mutsuz olması (ayrılsın madem)
2.çok uzun
bir süredir aynı kişiyle birlikte olması (ayrılsın madem)
3.birlikte
olduğu kişi tarafından aldatıldığını öğrenmesi (ayrılsın madem)
4.bağlılık
problemlerinin olması (kimseyle sevgili olmasın madem)
5.ortamlarda
hava atma ihtiyacı (ortamlarına …..
madem)
6.erkek
olması (kestirsin madem)
Erkekler
adına birtakım bahaneler üretmeye çalıştım, fakat her birinin çözümü mevcut.
Sevgilinizi/eşinizi aldatabilecek düzeye geldiyseniz, demek ki ona artık saygı
duymuyorsunuzdur. Saygı duymadığınız biriyle kör topal devam etmektense ayrılın
millet, mutluluk sizin de hakkınız. Gerçekten mutlu olmanın yolu yalan bir
dünyada yaşamamak…
Kıssadan
hisse;
Vakti
zamanında bilge bir adam ve ona her gün bir tane altın veren dostu bir yılan
varmış. Yılan bilgeye yanına her geldiğinde bir altın verip deliğine geri
dönermiş. Bilgenin oğlu durumu görünce kendi kendine "bu yılanın yuvası
altın doludur" diyerek bir gün yılanı öldürmeye kalkmış. Yılanın
kuyruğundan bir kısım kopartmış ama yılan da çocuğu ısırmış. Yılan kuyruksuz
kalmış çocuk ise ölmüş. Tabii bilge durumu anlamış. Bir süre sonra yılana
"yılan, biz seninle tekrar dost olabiliriz, unutalım bu olayı" demiş.
Yılan da ona "ben de bu kuyruk yarası, sen de bu evlat acısı olduğu sürece
biz artık dost olamayız" demiş.
Not: yazı
tamamıyla bilimsel gerçeklikten uzak ve taraf tutularak yazılmıştır...
Bir arada
eş ve sevgililerinizle çok büyük bir halt yemiş gibi birlikte olan kadınlar ya
da sizi aldatan eş ya da sevgilinizi destekleyen aileleri, onlara hak veren
kadın arkadaşları ile size aldatıldığınızı haber veren kız arkadaşlarınız
hakkında yazayım diyorum...