İnsanları idare etmek…
Çok uzun sure sürdürülmemesi
gereken bir durumdur, aksi takdirde idare edeni fena gerebilir…
Sizi sizden alıp başka
birine dönüştürülebilir… İnsanlara sevgiyle, dostlukla, yakınlıkla verdiğiniz
haklar gün gelir onların normali haline gelip sizi duvara sıkıştırabilir…
Ve bazen dünyanın en zor
işidir. Çeşitli karakterdeki insanları bir arada tutan tek şey sizsinizdir ve
zıt kutuplardaki insanlar mutlaka ki yaşamınızda bir araya gelirler. Çıkacak
olan çatışmaları engellemek veya minimum düzeye getirmek oldukça zordur. Çünkü
hayatınızın farklı alanlarını paylaştığınız insanların hiç birinden vazgeçmek istemezsiniz.
Ne yardan ne serden düşüncesiyle var olduğunuz ortamda dengeyi kurmaya
çalışmak, bunu yaparken kalp kırmamaya çalışmak ve tüm bunları yaparken
gönülleri de hoş tutmak istemek bir ipte birkaç canbaz oynatmaktan farksız hale
gelir. Ve tecrübeyle sabittir ki birileri mutlaka kırılır. Ya da siz mutlaka
kırılırsınız…
İş yerinde çalışma
arkadaşlarını, patronunu, patronsan en verimli ve para kazandıran çalışanını
idare edersin… Bir derece doğrudur, anlarım. Ki bu bile bir gün elinde patlar…
Ancak özelinde beraber
olduğun kişileri idare etmekle geçiyorsa ya da geçmişse hayatın eyvah! Eyvah ki
ne eyvah…
Hele bir de sen “sana bir
şey olmaz” karaktersen… Of of… Yemede yanında yat…
Ben huysuzum… Bir daha
yazayım “ben huysuzum”
Bence değilim; toplu egolara
karşı duyduğum şaşkınlık ve bundan kaynaklanan bir ayak direme benimkisi… Bence
ortada çok fazla kendini bilmezlik var…
Çünkü kimsenin “haddini”
bilmediği ve bunu dile getirdiğimde “öfkelendiği” bir dünyada yaşıyorum…
Kendi adıma konuşayım belki
sizin dünyanızda herkesler haddini biliyordur… Ne bileyim mesele yaşadığınız
ülkeyi idare edenler ülkeyi soymuyordur, yalancı değildir… İş hayatınızda en
yakın olacağınız insanlarla sürekli rekabet içinde değilsinizdir. Sosyal
ortamınızda bir kardeşlik, dostluk havası esiyordur herkes samimi, içten ve
birbirine destektir… Çoğunuz şikâyet etmediğinize göre öyledir… Yoksa ben deli
miyim? Dün yazdım yarında yazarım ben “idare eden” insan sevmiyorum…
Ben söyleyebilen insanları
seviyorum, saygı duyuyorum… “Aman şimdi bişi diyecem aram bozulacak” diye
düşünüp insanları sevmedikleri halde canım, cicim diyen sonra başka ortamda
konuşan insanları çok tehlikeli buluyorum. Varsa bir sıkıntın söylersin… Bunu
yazdığımda bana yapılıyor gibi geliyor insanlara... Elbette bana da yapılıyor da,
bunu size yapan insanlarla da konuştuğum oluyor... aSize canım deyip arkanızdan
gelip bana sizin hakkınızda konuşan biri olduğunda ben biliyorum ki aynısını
benim içinde yapıyor ve aslında bir çoğunuz içinde buna tepki duyuyorum ama
ilginçtir ki hayatımda çoğu kez başıma gelmiştir... Ben iki insanın birbiri
hakkında ettiği bir sürü hadsiz lafı dinlemişimdir, öfkelenip tepki
koymuşumdur... Sonra onlar sarmaş dolaş aynı ufka yol almışlardır... Boşanma
sebebim bile budur neticesinde...
İnsanların şartlarla
birlikte değişimlerini anlayamadığım gibi insani anlamda bu çekincelerini de
anlamıyorum… 14 yaşımdaki lise arkadaşıma nasıl bir karakterim vardı diye
sorsam doğrusu yanlışıyla buna çok yakın bir şeyler söyler… Hatta ilkokul
arkadaşlarım haksızlığa dayanamazdın kavga ederdin diyebilirler… Ederdim hala
da ederim… Ama bilirler nerede duracağımı… Kim olduğumu, beş yüzüm yoktur… Her
durumda farklı oynayan yanlarım yoktur. Haliyle buna benzer bir beklentim var
çaresizce…
Çaresizce diyorum çünkü hiç
umudum yok…
Bir süredir “idare etmemeye”
kararlı yaşıyorum ben hayatı… Çünkü idare etmeye başladığında sonu gelmiyor…
Sosyal insan olmanın şartı haline gelen "mış" gibi yapma halini
redediyorum... Ama bazen şartlar zorluyor…
Demem o ki; eğer hayatımda
iseniz ve ben size “bana bunu yapma” sinyali veriyorsam duyun güzel kardeşim…
Bak ben Feyzbuku sosyal aydınlanma aracı olarak kullanıyorum… Ben seni
aydınlatmadan sen aydınlan istiyorum… Çok mu tehditkâr oldu… Ayıp bişi olmuş…
Çiçekler böcekler huysuz
emineler… Pazartesiler filanlar… Mutluluklar kelebekler…
Ben baştan diyeyim…
Netice de ne demiş Hoca
Nasreddin; çeşmeye giderken dövmezsen testiyi kırar geçer insanlar…