23 Mayıs 2015 Cumartesi

VİTRİNDEKİLER






Bir Türk annesinin vitrini

olsa ne güzel olur vitrinim :)



































VİTRİNDEKİLER

Ne de manalı bir kelimedir…
Türk Hanım efendisinin olmazsa olmazı ev eşyasıdır “Vitrin”ler
Zengininden fakirine her evde bir duvara yaslanmış içinde “göstermeliklerin” bulunduğu bir “vitrin” illaki olur…

Evin ve sahibinin şekline, şemailine,  eğitim durumundan, maddi durumuna kadar değişen etkenlerle içindekiler değişse de her evin illa ki bir vitrini vardır… Kiminde tabaklar, kristal kadehler, renkli cam vazolar, sırça fil sürüsü, porselen biblo türü ıvır zıvırlar olur.  Kiminde kitaplar, ödüller, kupalar bazılarında hiç açılmamış, açılmayacak içki şişeleri olur…
Bir dönem içine konulurdu televizyonlarımız… Televizyon almanın zor olduğu zamanlarda üstünün danteliyle başköşede dururdu televizyonlar… Raflarındaki dantel örtüler yerini yeni evlerde modern dantelsizliğe bıraktıysa da hala var, her evin bir vitrini… Dokunulmaz…
Çocukken ilgimi çeken ufak tefek bir şeylerin saklandığı, etnografya misali dokunmanın yasak olduğu yerdi vitrinler… Özellikle “anneler” tarafından konan bu takım kurallar zincirine riyakat etmemenin bedeli ağırdır. Sadece misafir geldiğinde ortaya çıkan eşyalar kategorisine dâhil olan değerli hazineler bu vitrinde saklanmaktadır çünkü. Misafirliğe gidilen bir evde benim en çok ilgimi bu vitrinler çeker. Eğer salonda yalnız kalırsam mutlaka kapısını açıp dokunurum biblo, bardak, tepsi ne bulursam. Evde temiz bardak falan kalmamış olsa, hatta iki elimiz kanda, bir elimiz yağda bir elimiz balda olsa bile bu vitrinlerdeki eşyaları kullanamayız. Ben kendimi bildim bileli duran kanyak şişesi hala ağzı kapalı bende duruyor mesela…
Benimkinde porselenler var. Çarşı misali, bir sürü evin hatıraları dolu içi… Kahve ve çay takımları, likör takımları, çay demlikleri ve babaannemden, anneannemden kalan çok eski parçaları eksik olsa da anıları tastamam porselen takımlar… Benim evin müzesi orası… O kadar kalabalık ki “simetrik” vitrin düzenine geçmesi çok zor… Antikacıların dolapları gibi tıkış tıkış… Varsa evinizde değerini bilmediğiniz parçalar tek tük kalmış buyursunlar dostlarının yanına…
Benim vitrinim bu…

Oysa vitrin sadece bu demek değil elbet…
Dükkânlarında, insanlarında vitrinleri var…
Bayılırım değişik dükkân vitrinlerine… Hele eski vitrinlere ama hiç sevmem insanların kendilerini pazarladıkları vitrinlerini…
Oysa hayatın Truman showlaştığı bir dünyada herkesler vitrinde…
Facebook’ta vitrindeyiz, sokağa çıktığımızda vitrindeyiz… Ne zaman kendimizden başka, yalnız kaldığımızda olduğumuzda farklı bir haldeysek o zaman vitrindeyiz…

Ben işte bu vitrinlere fena tav oluyorum…
Vitrini hoş kendi boş çok insan tanıyorum…
Birçok insan vitrinlerde duran, ama ele alıp okunmamış kitaplar gibi…
Vitrindekiler;
Tanıtım kampanyalarının klasik başlığıdır
Pek tabiidir ki her dükkân, her insan en kaliteli malını vitrine koyacaktır. Elindeki gösterecek en etkili mevcudiyetin neyse dışarı gösterdiğin odur…

Etiketin, eğitimin, güzelliğin, paran… Ve… Fakat… Ama… Ancak… Birçok vitrin göstermeliktir…  
Birçok insanın da “göstermelik” olduğu gibi…
Vitrinde harika gözükürken ele aldığınızda bir işe yaramaz ne çok insan vardır…

Vitrini sağlam kendi viran insanlara gelsin sıradaki şarkı... Kendilerini kendi koydukları vitrindeki gibi sananlara… Üzerlerine iliştirdikleri etiketleri, önce kendileri gerçek sananlara gelsin...

İzmir’de… Sıcakta… Aklımda Bodrum varken içimden neler demek geliyorken… Dua edin bu kadarını vitrine çıkarıyorum kimi fikirlerin…

VİTRİNİNİZ, ETİKETİNİZ DEĞİL “DURUŞUNUZ” OLSUN…

Bunları duruş ile karıştırmayınız efendim;
Biri üzerinize yapıştırılır, birinin içinde durursunuz… Sizin bir duruşunuz yokken de, siz siz olun kimsenin duruşuna laf etmeyin... Çünkü vitrin dediğin camdandır...bir taşla kırılır... Etiket dediğin sökülür gider...


OYSA DURUŞ ZATEN SİZDEDİR.

eski bir kuaför vitrini

muhteşem bir korse vitrini... şimdi ne bu vitrinler var ne o ince belli kadınlar :)