Geçmiş;
geçmesi hep dilenen lakin bizi terk ettiği an asla gelmeyen olgudur.
Hani
hafıza-ı beşer nisyan ile malul idi, neden bakılan herşey, buruna dolan her
koku, tanıdık-tanımadık her ses gelecekle değil de maziyle dolu? Hayallerin de hayal
kırıklıklarının da tüm referansları neden geçmişe? Yoksa gerçekten var olan tek
şey geçmiş mi?
Bir
soru: hangi “geçmiş” ?
20
sene öncesini bundan 10 sene önceki algılayışımla bugünkü algılayışım arasındaki
fark, geçmişi bugünden kurulan bir nesneler ağı yapar. Bu noktada diyalektiğin nasıl
çalıştığını bulabilirsek bu diyalektik kendini an ‘da parçalayabilir.
"geçmiş,
her anlattığımızda kılık değiştiren bir uydurmadır. Kulaktan kulağa oyununa
benzer. Yaşanmış, geçip gitmiş zaman her aktarmada bir parçasını kaybeder,
değişir, sonunda hiç kimsenin aslını tam hatırlayamadığı bir hikâyeye
dönüşür."
Geçmiş
bugünü, bugün geçmişi belirler.
Bir
soru da şudur: bundan 1 dakika öncesi nerededir?
Dündür.
Bugünün sebebidir. "keşke"lerle "iyi ki"lerin barınağıdır.
"anlayana
sivrisinek saz anlamayana davul zurna az"dır.
Derstir.
Tarihtir, tekerrürden ibarettir.
Anılardır.
Hayallerin temelidir.
Bir
orkestra tek tek enstrümanların toplamı değildir. Bütün, parçaların toplamından
farklı ve fazladır. Geçmiş ve gelecek de anların toplamından fazlasını ifade
eder bu yüzden.
"geçmişin
geçmiş olması için zamanın geçmesi yetmez." der Amin Maalouf
Bende
diyorum ki; uzun uzadıya seyre dalmaktansa bir elmayı ortasından ikiye kesip yarımlardan
birisini boş ele almak lazımdır…
"şimdi
kendime bir hikâye anlatacağım ve artık sadece buna inanacağım. Çünkü ne zaman
dönüp baksam geçmişe görüyorum ki yine değişmiş. Ya bir coğrafya eksilmiş ya da
bir tarih eklenmiş. Hiçbir şey yerinde durmuyor bu hayatta. Hiçbiri memnun
değil yerinden. Belki de hiçbir şeyin yeri yok aslında. Onun için sığmıyorlar
bıraktığın çukurlara. Hâlbuki sırf onlar için, boylarını ölçüp de ona göre
kazmışsın. Ama hiçbir halta yaramıyor! Hepsi de gözünü kırpmanı bekliyor. Kaçıp
gitmek için. Ya da yer değiştirip seni delirtmek için. Özellikle de
geçmişin."
"insanın
yaşayabilmesi için geçmişi kırıp dökmeye ve ortadan kaldırmaya bir gücü olması
ve bunu zaman zaman uygulaması gerekiyor" (Nietzsche)
Geçmiş,
gelsene bişi sevcem birazcık senden…
Şöyle
bir ardıma bakıyorum ve geçmişimin gözlerinden hasretle öpüyorum….