Biri kalkıp size Öküz dese bunu hakaret kabul edersiniz ama yaşam içinde öyle şeyler yaparsınız ki, aldığınız eğitimler, geldiğiniz mevkiler ... Paranız, pulunuz, güzelliğiniz, yakışıklılığınız, sevilmeniz hiç birşey örtemez sizin ruhunuzda ki öküzü...
Misal;
Misal;
Buzdolabındaki
su şişesinin, suyu bitiren tarafından doldurularak yerine konması gerekir,
herkesin içtiği şişeyi kafaya dikerek içmek ayıptır, hijyenik değildir...
Yanınızda birkaç kişi varken buzdolabından birşey alıp tek başınıza yiyip içemezsiniz...Paylaşmak yazılı olmayan kuraldır.
Evden
çıkarken uygun olup eli boş olanın çöpü atması zarafettir...
Tuvalet kağıdının
sana biteceği tuttuysa, o boş ruloyu orada bırakmak yerine, yenisini takmak, sigara izmaritlerini balkona,
tuvalete atmamak, ortak yaşam alanlarında sadece kendi varmış gibi yaşamamak yazılı olmayan en öküzümüzün bile akıl edebileceği kurallardır.
Senden daha düşük hareket kabiliyetindeki ya da senden büyük yaştaki birine yol
vermek, ihtiyacı varsa hareketine ya da yapacağı işe yardım etmek, başkasının
yaşam alanını gasp etmemek, yazılı olmayan insani görev ve şıklıklardır.
Erkeklerin; bir kadınla birlikte arabadan
indiklerinde arkalarına bile bakmadan yürümesi, bir kadınla bir yere
gittiklerinde işleri ya da konuşmaları bitince kadının ne durumda bile olduğuna
bakmadan “hadi kalktık" demeleri, masada birileri daha yemek yerken
"tamam benim ki bitti, gidelim" demeleri, her ne kadar eşitlik varsa
da yanlarında eli kolu dolu bir kadın yürürken elini kolunu sallayarak
yürümeleri bildiğin öküzlüktür...
İlişkilerde sevgilini aldatacak gibi
hissediyorsan ilişkini efendi gibi bitirip ondan sonra ne halt edecekse etmek,
karını/kocanı aldatmamak, o noktaya geldiğinde dürüst davranmak, aldatmanın
bile bir raconu vardır cümlesinin anlamını idrak etmek, aslında ilişkin
olmayacağını bildiğin birine sadece anı kurtarmak için büyük cümleler kurmak
zayıflıktır, ayıptır... Kanuni yaptırımı olmasa da yazılı olmayan yapılmaması gerekenlerdendir.
Arkadaşlarının maddi durumunu bilmeden onları bir
yerlere davet etmek, gelmeye zorlamak,
ben verdim, ben veririm, ben ödedim, ben öderim, bende var, ben aldım,
ben gittim, ben gezdim, ben yedim diye başlayan zavallı/havalı cümleler kurmak,
insan ayırmak, kendini üstün görmek, kendini her yerin sahibi zannetmek,
herkesi tanıdığını söyleyip durmak acziyettir.
Yürüyen merdivenlerin sol tarafında beklenmez orası yürüme şerididir... Metrolarda, otobüslerde ve asansörlerde öncelikle iniş yapılmasına izin verilir...
Hesap ödeneceği sırada yok olunmaz ya da sürekli hesap ödemeye kalkışılmaz...
Bir şey düzgün çalışıyorsa kurcalanmaz...
İnsan kendinden 20-30 yaş insanların bir bok bilmediğine karar verip herşeyi ben biliyorum diye hissetmeye başladığında arkası arkasına yanlışlar yapar...
Hiç kimse, hiçbir konuda 3-4 ayda uzman olmaz... Ukalalık illaki ayıp bir şeydir.
Ahde-vefa diye birşey vardır. Yazılı olmayan kurallar içinde bu vefa önemli bir yer teşkil eder... Senin için bir sürü fedakarlık yapmış ebeveynlerine hakaret ederken "benim için ne yaptınız" denmez...
Bazen büyük sözü dinlenir çünkü maazallah bir gün o büyük olmadığında yokluğu adamı çok fena ayazda bırakır.
Ve maalesef insan bir ölüm yaşamadan gerçekten büyümez... Anan baban hayatta olduğu sürece kaç yaşında olursan ol "çocuktur" bir yanın...
Emir kipi kullanmamak yazılı olmayan kurallardandır.
Teşekkür etmemenin, bir arkadaşın çabasını baltalamanın, insanlar için kötü şeyler konuşmanın, kıskançlığın, kendini öne çıkarmak için başkalarını ezmeye çalışmanın kanun önünde hiç bir yaptırımı yoktur ama birileri sizi ayıplıyorsa yaptığınız "AYIP" tır.
Ayrıca ucuz
arabanın pahalı arabaya yol vereceğini sanmak, trafikte şerit ihlali yapmak,
kadınların kötü araba kullandığına dair gördüğü her kadına konuşup bok gibi
araba kullanan adam olmak, yol ayrımlarında en dıştan gelip girmeye
çalışmak yazılı olmayan kurallardır.
"Yalakalık kısa vadede başarı
getirir diye düşünen insan olmak" gibi yapılmaması gereken ve basit ama yapması
belirli bir sosyal ve duygusal zeka gerektiren şeylere dikkat edilmesi gerekir.
Yazılı
olmayan kurallar konusunda “KURAL” şudur…
Onlar vardır ve sizin insanlığınızın
aynasıdır… İster yaparsınız, ister yapmazsınız… Muhtemelen yapmıyorken fark
etmeyip size yapılmadığında fark edersiniz ama her koşulda “AYIP”'tır…
Ve her
yeni yetişen nesilde maalesef bu kurallar daha da hızla yok olmaktadır...