2 Nisan 2018 Pazartesi

ZAMANIN ESKİSİ

Zamanın eskisi
Geçmiş; geçmesi hep dilenen lakin bizi terk ettiği an asla gelmeyen olgudur.
Hani hafıza-ı beşer nisyan ile malul idi, neden bakılan herşey, buruna dolan her koku, tanıdık-tanımadık her ses gelecekle değil de maziyle dolu? Hayallerin de hayal kırıklıklarının da tüm referansları neden geçmişe? Yoksa gerçekten var olan tek şey geçmiş mi?
Bir soru: hangi “geçmiş” ?
20 sene öncesini bundan 10 sene önceki algılayışımla bugünkü algılayışım arasındaki fark, geçmişi bugünden kurulan bir nesneler ağı yapar. Bu noktada diyalektiğin nasıl çalıştığını bulabilirsek bu diyalektik kendini an ‘da parçalayabilir.
"geçmiş, her anlattığımızda kılık değiştiren bir uydurmadır. Kulaktan kulağa oyununa benzer. Yaşanmış, geçip gitmiş zaman her aktarmada bir parçasını kaybeder, değişir, sonunda hiç kimsenin aslını tam hatırlayamadığı bir hikâyeye dönüşür."
Geçmiş bugünü, bugün geçmişi belirler.
Bir soru da şudur: bundan 1 dakika öncesi nerededir?
Dündür. Bugünün sebebidir. "keşke"lerle "iyi ki"lerin barınağıdır.
"anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az"dır.
Derstir. Tarihtir, tekerrürden ibarettir.
Anılardır. Hayallerin temelidir.
Bir orkestra tek tek enstrümanların toplamı değildir. Bütün, parçaların toplamından farklı ve fazladır. Geçmiş ve gelecek de anların toplamından fazlasını ifade eder bu yüzden.
"geçmişin geçmiş olması için zamanın geçmesi yetmez." der Amin Maalouf
Bende diyorum ki; uzun uzadıya seyre dalmaktansa bir elmayı ortasından ikiye kesip yarımlardan birisini boş ele almak lazımdır…
"şimdi kendime bir hikâye anlatacağım ve artık sadece buna inanacağım. Çünkü ne zaman dönüp baksam geçmişe görüyorum ki yine değişmiş. Ya bir coğrafya eksilmiş ya da bir tarih eklenmiş. Hiçbir şey yerinde durmuyor bu hayatta. Hiçbiri memnun değil yerinden. Belki de hiçbir şeyin yeri yok aslında. Onun için sığmıyorlar bıraktığın çukurlara. Hâlbuki sırf onlar için, boylarını ölçüp de ona göre kazmışsın. Ama hiçbir halta yaramıyor! Hepsi de gözünü kırpmanı bekliyor. Kaçıp gitmek için. Ya da yer değiştirip seni delirtmek için. Özellikle de geçmişin."
"insanın yaşayabilmesi için geçmişi kırıp dökmeye ve ortadan kaldırmaya bir gücü olması ve bunu zaman zaman uygulaması gerekiyor" (Nietzsche)
Geçmiş, gelsene bişi sevcem birazcık senden…
Şöyle bir ardıma bakıyorum ve geçmişimin gözlerinden hasretle öpüyorum….